Aşkla Alakalı İngilizce Deyimler

Aşkla İlgili İngilizce Deyimler ve Anlamları
Aşk, insanların hayatında en güçlü duygulardan biri olarak kabul edilir ve birçok kültürde derin anlamlar taşır. İngilizce dilinde de aşkı tanımlayan ve aşkın farklı yönlerini ifade eden pek çok deyim bulunmaktadır. Bu deyimler bazen romantizmi, bazen tutkuyu, bazen de aşkın zorluklarını anlatır. Birine ilk görüşte âşık olmaktan, kalp kırıklığına kadar aşkın tüm aşamalarını yansıtan ifadeler, günlük konuşmalarda sıkça kullanılır. Aşkla alakalı ingilizce deyimler kullanarak aşkınızı çok daha romantik ifade edebilirsiniz. Aşk deyimlerini öğrenmek, hem dil becerilerini geliştirmeye hem de romantik duyguları daha etkileyici şekilde ifade etmeye yardımcı olabilir. Şimdi, aşkın farklı yönlerini anlatan bazı İngilizce deyimlere ve anlamlarına bakalım. İngilizce sözler sitesi olarak sizlerin duygularını ifade edebileceği kavramları ve sözleri aktarmaya devam ediyoruz.
Aşkla İlgili İngilizce Deyimler ve Örnek Kullanımları
-
Love at first sight – İlk görüşte aşk
- It was love at first sight when they met at the café.
(Onlar kafenin önünde tanıştıklarında ilk görüşte aşktı.)
- It was love at first sight when they met at the café.
-
Head over heels in love – Deliler gibi âşık olmak
- He’s head over heels in love with her.
(Ona deliler gibi âşık.)
- He’s head over heels in love with her.
-
Fall for someone – Birine aşık olmak
- I didn’t expect to fall for him so quickly.
(Ona bu kadar çabuk âşık olacağımı beklemiyordum.)
- I didn’t expect to fall for him so quickly.
-
The apple of one’s eye – Birinin göz bebeği
- His daughter is the apple of his eye.
(Kızı onun göz bebeğidir.)
- His daughter is the apple of his eye.
-
Wear your heart on your sleeve – Duygularını açıkça göstermek
- She always wears her heart on her sleeve when it comes to love.
(Aşk konusunda her zaman duygularını açıkça gösterir.)
- She always wears her heart on her sleeve when it comes to love.
-
Break someone’s heart – Birinin kalbini kırmak
- He broke her heart when he left without saying goodbye.
(Veda etmeden gittiğinde onun kalbini kırdı.)
- He broke her heart when he left without saying goodbye.
-
Tie the knot – Evlenmek
- They are finally going to tie the knot next summer.
(Sonunda gelecek yaz evleniyorlar.)
- They are finally going to tie the knot next summer.
-
Lovebirds – Birbirine çok âşık çift
- Look at those lovebirds, they can’t take their eyes off each other!
(Şu âşıkları bir gör, gözlerini birbirlerinden ayıramıyorlar!)
- Look at those lovebirds, they can’t take their eyes off each other!
-
Puppy love – Çocuksu aşk, geçici aşk
- Their relationship was just puppy love, it didn’t last long.
(Onların ilişkisi sadece çocuksu bir aşktı, uzun sürmedi.)
- Their relationship was just puppy love, it didn’t last long.
-
Swept off one’s feet – Birine kendini tamamen kaptırmak
- She was swept off her feet by his charm and kindness.
(Onun çekiciliği ve nezaketi karşısında kendini kaybetti.)
Aşkla Alakalı Özel İngilizce Deyimler
Bu deyimler, aşkı ifade ederken İngilizceyi daha doğal ve akıcı kullanmanıza yardımcı olabilir. Aşkın her hâlini anlatan bu ifadeleri konuşmalarınızda ya da yazılarınızda kullanarak duygularınızı daha etkileyici şekilde dile getirebilirsiniz! Aşkla alakalı İngilizce Deyimler arıyorsanız fakat bulamıyorsanız sizlere başkaca örnekler de vermek isteriz. İngilizce sözler sitesi olarak en güzel deyimleri sitemizde görebilirsiniz. Aşkla alakalı ingilizce deyimler sitemizde her zaman güncellenecektir.
-
Be lovestruck – Aşktan başı dönmek
- He couldn’t concentrate on anything because he was completely lovestruck.
(Tamamen aşktan başı döndüğü için hiçbir şeye odaklanamıyordu.)
- He couldn’t concentrate on anything because he was completely lovestruck.
-
Love is blind – Aşkın gözü kördür
- They say love is blind, but sometimes you have to see the truth.
(Aşkın gözü kördür derler ama bazen gerçeği görmelisin.)
- They say love is blind, but sometimes you have to see the truth.
-
Love-hate relationship – Hem sevgi hem nefret içeren ilişki
- They have a love-hate relationship; they argue a lot but can’t stay apart.
(Onların hem sevgi hem nefret içeren bir ilişkisi var; çok tartışıyorlar ama ayrı da kalamıyorlar.)
- They have a love-hate relationship; they argue a lot but can’t stay apart.
-
Be the one – Hayatının aşkı olmak
- I knew he was the one from the moment we met.
(Onun hayatımın aşkı olduğunu tanıştığımız anda anladım.)
- I knew he was the one from the moment we met.
-
Steal someone’s heart – Birinin kalbini çalmak
- She stole his heart with her kindness and smile.
(O, nezaketi ve gülümsemesiyle onun kalbini çaldı.)
- She stole his heart with her kindness and smile.
-
Match made in heaven – Çok uyumlu çift
- They are a match made in heaven, they complete each other.
(Onlar mükemmel bir çift, birbirlerini tamamlıyorlar.)
- They are a match made in heaven, they complete each other.
Aşkla Alakalı En Güzel İngilizce Sözler
-
Have a crush on someone – Birine vurulmak
- I had a huge crush on my classmate in high school.
(Lisede sınıf arkadaşıma fena hâlde vurulmuştum.)
- I had a huge crush on my classmate in high school.
-
To be smitten with someone – Birine çok fena tutulmak
- He is totally smitten with her; he can’t stop thinking about her.
(Ona tamamen tutulmuş durumda, onu düşünmeden duramıyor.)
- He is totally smitten with her; he can’t stop thinking about her.
-
Burning love – Yoğun aşk, büyük tutku
- He had a burning love for her that never faded.
(Ona duyduğu büyük aşk asla sönmedi.)
- He had a burning love for her that never faded.
-
Be crazy about someone – Birine deliler gibi âşık olmak
- She is crazy about him, she talks about him all the time.
(Ona deliler gibi âşık, sürekli ondan bahsediyor.)
- She is crazy about him, she talks about him all the time.
-
Sweep someone off their feet – Birini etkileyerek kendine aşık etmek
- He swept her off her feet with his romantic gestures.
(Onu romantik jestleriyle kendine aşık etti.)
- He swept her off her feet with his romantic gestures.
-
Go steady with someone – Ciddi bir ilişkiye başlamak
- They have been going steady for two years now.
(İki yıldır ciddi bir ilişki içindeler.)
- They have been going steady for two years now.
-
Be love-struck – Aşktan sersemlemek
- She was completely love-struck and couldn’t focus on her work.
(Tamamen aşktan sersemlemişti ve işine odaklanamıyordu.)
- She was completely love-struck and couldn’t focus on her work.
-
Be under someone’s spell – Birinin büyüsüne kapılmak
- He is completely under her spell; he does everything she says.
(Tamamen onun büyüsüne kapılmış durumda, ne derse yapıyor.)
- He is completely under her spell; he does everything she says.
-
Be sweet on someone – Birine karşı ilgi duymak
- He’s been sweet on her since college.
(Üniversiteden beri ona ilgi duyuyor.)
- He’s been sweet on her since college.
-
Love to the moon and back – Sonsuz aşk beslemek
- I love you to the moon and back.
(Seni sonsuz seviyorum.)
- I love you to the moon and back.
Siz de yukarıdaki deyimleri kullanarak sevgilinize aşkınızı haykırabilirsiniz. Aşkla alakalı İngilizce deneyimler ile aşkınızı en güzel şekilde ifade edebileceksiniz.