Three Friends and a Bag of Gold – İngilizce Hikayeler
2849

Three Friends and a Bag of Gold – İngilizce Hikayeler

İngilizce hikayeler ve anlamlarında bugün de sizlere açgözlülük üzerine konu alan muhteşem bir kısa hikayeden bahsedeceğiz. İngilizce hikayeler ve anlamları makalemizi okuduktan sonra bir ders çıkartacağınızdan eminiz.

İngilizce hikayeler, bazen eğlenmemizi sağlarken bazen de düşünmemize olanak sağlıyor. İngilizce hikayeler ve anlamları konusunun diğer bir artısı da İngilizcenizi geliştirmeniz için size yardımcı bir kaynak oluyor. Okuma parçası olarak okuyup hikayenin anlamını ve bilmediğiniz kelimelerini çıkartmanız sizler için faydalı olacaktır.

Daha önce İngilizce Hikayeler (English stories) kategorisinden sizlere kaliteli öyküler paylaşmaya gayret etmiştik. Bu İngilizce hikayemizin konusunu da açgözlülük üzerine seçtik.

Açgözlülük, imha ve rezaletle sonuçlandığından haklı olarak bir lanettir. Açgözlü bir kişi, arkadaşları tarafından sevilmez. Bu hikaye açgözlülüğün nasıl yıkıma yol açabileceğini gösteriyor.

Three Friends and a Bag of Gold – Üç Arkadaş ve Bir Çanta Dolusu Altın

Once there lived three friends in a city. They were fast friends. One day they decided to go on a picnic to the countryside. They planned their journey and set out early in the morning. They reached the riverside and fixed their encampment. They spent the whole day enjoying the beautiful scenes of nature.

Bir zamanlar bir şehirde üç arkadaş yaşardı. Sıkı arkadaşlardı. Bir gün kırsala pikniğe gitmeye karar verdiler. Yolculuklarını planladılar ve sabah erkenden yola çıktılar. Nehir kenarına ulaştılar ve kamplarını düzelttiler. Bütün günlerini doğanın güzel manzaralarını izleyerek geçirdiler.

In the noon, as they were returning to their camp, they found a bag of full of gold. They were very happy to have such a huge treasure. They were much excited. They decided to share this gold equally among them. Now they felt hungry. One of them was sent to the nearby village to bring food. As he was gone, the other two friends decided to kill him and have more share of gold. Their greedy nature would not think of any other option.

Öğle saatlerinde, kamplarına döndükleri sırada, altın dolu bir çanta buldular. Böyle büyük bir hazineye sahip oldukları için çok mutlu oldular. Çok heyecanlandılar. Bu altını aralarında eşit olarak paylaşmaya karar verdiler. Şimdi acıkmışlardı. Bir tanesi yiyecek getirmek için yakındaki köye gönderildi. O kişi gittiğinde diğer iki arkadaş onu öldürmeye karar verdi ve daha fazla altın payına sahip olacaklardı. Onların açgözlü doğası başka bir seçenek düşünmezdi.

The friend who went to the village to bring food was greedy too. He poisoned the food to kill other two friends and to have all the gold himself. As soon as he came back, the other two friends killed him. Then they ate the food with peace and delight. After eating the poisoned food, they met their maker. The gold was still there. It was of no use for them.

Köye yemek getirmek için giden arkadaş da açgözlüydü. Diğer iki arkadaşı öldürmek ve altının da sahibi olmak için yiyeceği zehirledi. Geri döndüğü anda, diğer iki arkadaş onu öldürdü. Sonra yemeğini barış ve zevkle yediler. Zehirli yiyecekleri yedikten sonra hatalarıyla tanıştılar. Altın hala oradaydı. Onlar için faydası yoktu.

İlginizi çekebilir: Honesty is the Best Policy – İngilizce Hikayeler

İngilizce hikayeler (English stories) seri yazılarımızdan açgözlülük üzerine olan makalemizin de sonuna geldik. İngilizce öyküler ve anlamlarını sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Düşüncelerinizi yorum alanından bizlerle paylaşırsanız memnun oluruz.

Benzer Yazılar

Bir cevap yazın

Yükleniyor...